Yeni bir biranın tadına bakacağınız zaman, ya da sürekli olarak tükettiğiniz biraya farklı bir açıdan bakmak, onu yeniden keşfetmek ve işi biraz daha keyifli bir hale getirmek isterseniz aşağıda yazılanları uygulayabilirsiniz:

Biranın Bardağa Boşaltılması

Öncelikle bira bardağını 45 derece eğerek bardağın 2/3’ünü doldurun, kalan kısım için ise birayı dikine boşaltarak 2 parmak köpük oluşumuna izin verin. Bazı biraların dibinde ise gözle görülür bir maya tortusu bulunmaktadır ve genellikle bunların biraya karıştırılması biranın tadını daha da güzelleştirir. Bu durumda şişede bir miktar bira bırakın, tortunun biraya karışması için şişeye girdap yaparak döndürün ve kalan birayı bu şekilde bardağa boşaltın.

Biraya İlk Bakış – Biranın Görünümü

Biranın köpüğünün yoğun mu, yoksa az mı olduğuna bakın ve bunu not alın. Örneğin Stout biralarında köpük birdenbire neredeyse bardağın dibinden yoğun bir şekilde oluşmaya başlar ve bu köpükler çok hızlı bir şekilde yok olarak asıl formuna kavuşur ve biranın üzerinde uzun soluklu olarak yer eder. Stout ve Porter tipi biraların köpükleri daha kremamsı ve Pilsen biralarına göre daha koyu renklidir. %100 malt biranın köpüğünün yarısı ortalama 1dk. bardakta kalmalıdır.

Biranın köpüğüne baktıktan sonra sıra biranın kendisinin görünümüne gelir. Bunun için bardağı direk ışığa maruz kalmayacak şekilde kaldırın ve biranın rengi ile görünümünün puslu mu yoksa berrak mı olduğunu not alın. Şişede doğal olarak fermente edilmiş ve yıllandırılmış biralar içerdiği maya sayesinde pusludur ve bu oldukça doğaldır, ancak normalde her zaman berrak olarak içtiğiniz filtre edilmiş biralar bulanık olduğunda bozulmuş demektir.

Koklama

Öncelikle burnunuzla iki defa hızlıca, ardından ağzınız açık olarak nefes alın-verin. Biranızı koklayın ve ilk olarak şerbetçiotu mu yoksa malt kokusu mu aldığınızı not alın. Genellikle açık renkli biralarda şerbetçiotu kokusu daha ön plandayken, koyu biralarda daha fazla kavrulmuş malt, çikolata, kahve vb. kokuları hissedersiniz. Ale (Eyl) tipi biralarda ise, ale mayasının karakteristik olarak vermiş olduğu meyvemsi ve baharatlı aromaları fark edeceksiniz.

Biranızı her koklamadan sonra daha iyi keşfedebilmek için biraz vaktinizi ayırın, zira toplam 4 koklama sonrası koku alma duyunuz iyice zayıflayacaktır. Koku, biranın lezzetinin artmasını sağladığından birayı direk şişeden tüketmeyiniz. Ortamda başka baskın kokular olmadığından emin olunuz.

Biradan alacağınız kokular; aroma, buket ve kötü kokular olmak üzere 3’e ayrılır. Aromayı belirleyen arpa ve malttır ve genellikle fındıklı, tatlı, maltlı ve topraksı kokular olarak ifade edilir. Buketi belirleyen ise şerbetçiotudur ve genellikle çam, reçine, çiçeksi, bitkisel, narenciye ve baharatlı kokular olarak ifade edilir. Kötü kokular ise biranın direk gün ışığına maruz kalmasıyla oluşabilen çürük yumurta vb. kokular olabilir. Diğer istenmeyen kokular pişmiş kabak, sülfürlü, tereyağlı gibi kokular olarak nitelendirilmektedir. Bazı koyu renkli biralarda tereyağlı kokular belli bir ölçüye kadar arzu edilebilir.

Bu kokuların en iyi şekilde algılanabilmesi için biranızı bardağa boşaltır boşaltmaz koklamanız tavsiye edilir, çünkü bu kokuların çoğu uçucudur ve en yoğun olarak bardağa boşaltma esnasında var olurlar. Ayrıca, tıpkı şarapta da olduğu gibi biranızı içerken bardağınızda yeterli alan kaldığında bardağınızı dairesel bir şekilde girdaplayarak bu kokuların yeniden oluşmasını sağlayabilir ve bira keyfinizi arttırabilirsiniz.

Tadım

Artık biranızdan ilk yudumu alabilirsiniz. Aldığınız bu yudumu kesinlikle hemen yutmayın, ağzınızın içinde dolaştırarak dilinizin tüm bölgelerinin (acı, tatlı, tuzlu, ekşi) biranızın tadını keşfetmesini sağlayın. Biranızın ilk izlenimde tatlı mı, acı mı, asitli mi olduğunu not alın. Özellikle “ale (eyl)” tipi biralar oldukça kompleks karakterde olabilir ve ilk yudumunuzda aldığınız tatla birayı yuttuktan sonra aldığınız tat arasında büyük farklar olabilir. Bira tadımı biranın değerlendirilmesinde en göreceli ve en önemli aşamadır ve biranın ağızda bıraktığı his, tat ve bitiş olarak 3’e ayrılır.

Biranın ağızda bıraktığı his biranın gövdesiyle ilgilidir. Her bira türünün arzu edilen ayrı bir gövdesi vardır. Gövde, biranın ağızda ne kadar hafif veya ne kadar ağır hissedildiğiyle alakalıdır. Örneğin, Pilsen biraları hafif gövdeli biralar olarak nitelendirilebilir. Genellikle bira rengi koyulaştıkça bira da orta gövdeliden tam gövdeliye doğru ilerler. Koyu renkli bir biranın hafif gövdeli olması arzu edilen bir durum değildir. Örneğin Stout tipi biralar ağızda ipeksi bir etki bırakırken Pilsen tipi biralar daha hafif ve gazlı bir etki bırakır. Sonuç olarak, her farklı bira türünün yarattığı bu gibi etkiler birbirinden farklıdır.

Biranın tadı maltlı, şerbetçiotlu veya dengeli olarak ifade edilir. Şarapta üzüm neyse birada da malt odur. Malt, tatlımsı veya topraksı olarak ifade edilir. Yoğun bir şekilde kavrulmuş maltlar da kavruk lezzetler açığa çıkarır. Şerbetçiotu ise biraya bitkisel, buruk, acı ve ağzı ferahlatıcı etkiler katar.

Bitiş ise birayı yuttuktan sonra ağızda kalan tadı ifade eder.

Peki sizin biranız ağızda uzun süre etki bırakan acı bitişli mi, yoksa herhangi bir iz bırakmadan kaybolan kısa bitişli mi? Daha çok maltlı mı, yoksa şerbetçiotlu mu, ya da malttan gelen tatlılık şerbetçiotunun acılığıyla iyi bir şekilde mi dengelenmiş?